14 Eyl 2012

Tatil Anılarım #5

ADRASAN - 14.07.2012

Olimpos'ta yeterince dinlendikten sonra Adrasan'a gittik. Küçük, sakin güzel bir Akdeniz sahili. Biraz arasak da belediye'nin çadır kampını bulduk.Küçük bir yermiş. Denize yakın ve sıcak bir ortamı vardı. Huzurlu bir ortam sayesinde deliksiz bir uyku çektik. Denizi Olimpos'un denizine benziyor. Kındılçeşme'dekinden farklı olarak daha güvenli olduğunu söyleyebilirim.Akşam sahile giderek 1 saate yakın şezlonglarda kafamızı dinledik. Fakat tabi eksiklikleri yok değil. Hizmet yönden oldukça zayıftı Adrasan Belediyesi'nin bu kampı. Duşakabinleri yoktu. Temiz bir lavabosu yoktu.. Ama sıcak bir ortamı vardı.



Sabah her zamanki gibi erkenden kalkıp toparlandık. Ardından denize girip serinledik. Kısa bir kahvaltı sonrasında rotamızı Demre'ye çevirdik...



Demre'de konaklamayı düşünmüyorduk. Sadece sevgili sevgilimin çocukluk kahramanı olan Noel Baba'nın kilisesine gidecektik. Aradık, taradık bulduk. Kolay bulunuyor.. ;)



Noel baba aslında geyikle gezen bir tip değilmiş. Onu zaten biliyorduk da aslında hiç öyle birinin olmadığını da zanneden arkadaşlarımız da vardır diye düşünerekten buradan onların yanıldığını belirtmek istiyorum. Aslında Noel Baba, Demre'de bulunan bir kilisede başpsikopozmuş...Orjinal adı Aziz Nicolas'mış. Kiliseye giriş 15 TL, müze kart varsa beleş.. ;)



Kekova adasına gidebilirdik. Ama vazgeçtik. Orayı atlayıp Kaş'a yöneldik. Aslında Finike'de tekne turları falan meşhurdur. Tarihi yerler, batık haraberler falan görülebilirdi. Ama açıkçası pek çekici gelmedi...



KAŞ - 14.07.2012


Evet... Bu gezide ençok beğendiğim nokta burasıydı. Saat yaklaşık 14:00 gibi Kaş'a vardır. E.E.E nin bana bahsettiği kampı göremedim. Ama girişte bulunan 2 çadır kampı ilgimizi çekti. Can Mocamp ve Mocamp... Sadece Mocamp... Mocamp'ın sitesini bulamadım ama bana Can Mokamp daha sıcak geldi. İkisinin fiyatı da aynıydı. Can Mocamp'ta bungolaw tipii evler de mevcuttu. Ama tabi bizim tercihimiz her zamanki gibi çadırdı.. :) Çadırımızı kurup soluğu orayı işleten elemanın yanında aldık. Bize önerebileceği güzel bir koy, denize girebileceğimiz bir mekan varmı diye sorduk. Bize benim şimdiye kadar hayatımda göredüğüm en güzel koyu gösterdi. Gerçekten büyülenmiştim. Adı Hidayet Koyu olarak geçiyormuş. Navigasyon'da falan bulmanız mümkün değil. google map te aratınca da görünmüyor. Ama tam olarak noktası burasıdır...


DAlış turlarının tekneleri de oradaydı. Biz de orada biraz serbest dalış yaptık. Ona biraz alıştırma yaptırmak zorundaydım. Çünkü Kaş'a gelmemizin başlıca nedeni SCUBA DİVİNG idi.. :)

GEri döndük. Kaş merkezde birkaç tur atıp kampımıza geldik. Akşam yemeğini kampta yedik. Kampı işleten kişinin eşi ve kayınvalidesi çok güzel yemek yapıyormuş. O akşam onların yemeklerini yedik. 2 kişilik akşam yemeği, sabah kahvaltısı ve çadır toplam ücret 70 TL...

Bize sıcak davranan oranın işletmecisine nerede nasıl dalış yapacağımızı sorduk. Tesadüfen oranın yer sahibi de dalış antrenörüymüş. Hergün dalışa gidiyormuş. Onunla görüştürdü bizi. Eşim ilk defa dalacağı için ona moral depoladı. :) Sabahleyin erkenden kalkıp kahvaltımızı yaptık. Çadırımızı toplayıp arabaya yüklendik. Ordan koştura koştura tekneye... :)

Bizi Güvencin Ada'ya götürdüler. Hepimizi sırayla aldılar. Kişi sayısı 10-15 olduğu için 3 saatte hallettiler.. Sualtı fuanası olarak çok çekici gelmedi bana götürdükleri yer. Daha fazla deniz canlısı görmeyi hayal ediyordum. Ama hem benim hem de eşim için çok güzel bir deneyim oldu. Bu, bizim ilk tüplü dalış deneyimimizdi...

2 yorum:

  1. Sakin güzel bir Akdeniz sahiline gitmek istiyorummm!!!!!..Evet evet şu anda tamda ihtiyacım olan bu...

    YanıtlaSil

Aklına ilk ne geliyorsa gözlerini kapat ve yaz...