31 Ara 2010

2010

Bu 1 yılın özetini sadece 2 kelimeyle yapıyorum...
1. TAYİN
2. DUYGU
yıl bitmiştir...!!!
2009 yılı doğum günümü hatırlıyorum da küçük bir hesap yapmışım. Aradan 1,5 yıl geçmiş.. Bir ara değerlendirme daha yapacak olursak oldukça başarılı bir hayatım olmuş gibi görünüyor. Gelişmelerin hepsi aynı anda olması bende şok etki yaratmıştır. :)
O zamanki görevlerimi tamamlamışım...
1. Malazgirt devri kapanmış. Yerini büyük bir metropol almış. Tamam, kendi içinde sıkıntıları var ama yine de mutluyum diyebiliyorum...
2. Biri girdi hayatıma. Girdi ve oldukça da kalıcı görünüyor. :)
O zamanki hayallerime %100 oranında erişmişim. :)
Yeni sayfalar, yeni amaçlar, yeni hayaller peşindeyim artık....

11 Kas 2010

Karl Marx'tan eşine mektup...

Yürekten sevdiğim,
Sana gene yazıyorum çünkü yalnızım ve çünkü kafamın içinde seninle konuşurken senin bunu bilmiyor, ya da bana karşılık veremiyor olmana katlanamıyorum. Kısa süreli ayrılıklar iyi oluyor, çünkü hep bir arada olununca her şey hiç ayırt edilemeyecek kadar birbirine benzemeye başlıyor. Yan yana durduklarında kuleler bile cüceleşirken, alelade ve ufak tefek şeyler yakından bakınca kocamanlaşır. Küçük tedirginlikler onlara yol açan nesneler göz önünden kaldırıldığında yok olabilir. Yan yanalık dolayısıyla sıradanlaşan tutkularsa mesafenin büyüsüyle yeniden büyüyüp doğal boyutlarına dönerler. Aşkım da öyle... Zamanın aşkımı tıpkı güneş ve yağmurun bitkileri büyüttüğü gibi büyütmüş olduğunu anlamam için senin bir an, sırf rüyada bile olsa, benden koparılman yetiyor. Senden ayrılır ayrılmaz sana olan aşkım bütün gerçekliğiyle kendini gösteriyor: O, ruhumun bütün enerjisiyle yüreğimin bütün kişiliğini bir araya getiren bir dev. Böylece yeniden insan olduğumu hissediyorum çünkü içim tutkuyla doluyor. Araştırma ve çağdaş eğitimin bizi kucağına attığı belirsizlikler ve bütün nesnel ve öznel izlenimlerimizde kusur bulmaya iten kuşkuculuk bizi küçük, zayıf ve mızmız kılıyor. Ama aşk -feurbachvari insana aşk değil, metabolizmaya aşk değil, proletaryaya aşk değil- sevdiğine aşk, yani sana aşk, insanı yeniden insanlaştırıyor... Dünyada çok dişi var, kimileri de çok güzel ama ben, her bir hattı, hatta her bir kırışığı bana hayatımın en büyük ve en tatlı anılarını hatırlatan bir yüzü bir daha nerede bulabilirim? Senin tatlı çehrende sonu gelmez acılarımı, yeri doldurulmaz kayıplarımı bile okuyabilir ve senin tatlı yüzünü öptüğümde acıyı öperim. Hoşçakal canım. Seni ve çocukları binlerce kere öperim. Senin, Karl
Manchester, 21 haziran, 1865
Marx arşivleri çevirileri..

7 Kas 2010

Özlem

Bunlar zor günler. Özlüyor insan, sıkıntı çekiyor, istediklerin yapamıyor.
Hepsi 1 şey uğruna...
İşte onu düşününce tarif edilemez bir güç buluyor insan içinde.
Sıkıntı her zaman olacak, ama bu günler kadar yoğun olmayacak. en azından ben öyle umuyorum...
Bütün bu sıkıntılar daha çok bağlıyor insanı sana.
Seninle bir hayatı paylaşmak için daha çok can atıyor insan.
Acı sayesinde büyüyorsun, olgunlaşıyorsun...
Kimse diyemez ki rol yapıyorsun Koray diye.
Bu kadarını yapamam. Bu kadar acıyı kendime bir hiç uğruna çekmem.
Sonunda sana kavuşmak varsa bu acıya gözüm kapalı dayanırım sevgilim...

18 Eki 2010

çıkar

İnsanlar çıkar ilişkisinden başka birşey düşünmüyorlar...
Doğuda hizmet verdim. Kimi zaman o insanlardan nefret etsem bile bütün gün aç kalmak uğruna bedava kurslar verdim. Burda ise "8 kişi...? Kurtarmaz be aabi?"
Okulum bitiyor, biricik evime geliyorum. Kendi yaptığım yemeğimi yiyip 4 dakikalık yürüme mesafesindeki okuluma gidiyorum. 2 saatlik matematik kursu? "Bana koyar mı be aabi?"

7 Eki 2010

Bir de eğitimci olacağım...

Yorgun bir gündü. E.E.E ile bir de ilk defa İstanbul'da buluştuk.
Bir kez daha İstanbul'un (ne kadar paran olursa olsun...) yaşanmaz bir şehir olduğunu anladım. Ankara'dan İstanbul'a 7,5 saatlik yolculuğunun 2,5 saatini İstanbul içinde sadece Taksim gibi merkezi bir yere gelmek istiyorsan bu şehirde yaşanacak bir tat kalmamış demektir. Enteresandır ki o gece Taksim meydanında E.E.E yi beklerken meydanda İstanbul'un kurtuluşu sebebiyetiyle bir gösteri yapılıyordu. Sponsorlar, sanatçılar vs vs biton para harcanmış İstanbul'a övgüler.... Çıkıcaktım sahneye bu mu yani "İstanbul" dediğiniz diye çığırcaktım. Boşaltılması lazım bu şehrin. Kalabalık, telaş, asık ve güvensiz simalar... Ege'yi aradım bir kere daha, İstanbul'da mutlu olamam ben...
Eğlendik, dedikodu ve muhabbetin dibinden gece 1lerde yatağa düştük. Sabah güzel bir kahvaltıdan sonra okula giderken sevgili komşularımızdan Kapı No:2 "Sanırım siz üst kattasınız, dün akşam çok gürültü vardı..." şeklindeki şikayetine maruz kaldık. "Kusura bakmayın, arkadaşım vardı. 1 kereye mahsustu..." ifadesi benim için yeterliydi. Lakin Number 2 ya sanırım yeterli gelmedi ve "Bir de eğitimcisiniz..." diyerek çok farklı bir kulvarda beni yarışa soktu. Bu anlam veremediğim geçiş karşısında üzgün olduğumu, bir daha tekrarlanmayacağını tekrar tekrar söylesem de bu suçlamaya hala devam ettirdi... (blablablablablablablablablaaaaaaa.......) Üstüme çok geldi ve artık gürültü için hiç üzgün değil, başka bir sebepten dolayı üzgündüm... Eğitimci kişiliğimi bu kadar anlayışsız bir kişi tarafından sorgulanmasına izin verdiğim için üzgünüm. Bu durumu bastırmam, kısacası sabahın 7:20 sinde bağırış çağırış kavga ederek, bütün apartmanı ayağa kaldırmak ister, rahatlamak isterdim. "Üzgünüz, tekrarlanmayacak..." dedik ve bitti. Onun haricinde bu olay şimdiye kadar hiç olmamış, sadece 1 kere olmuş ve tekrarlanmayacağını defalarca söylediğim halde inandıramamış olacağım ki bıdıbıdıya devam etti...
Bütün gün moralim çok bozuktu. Okulun işleri iyi ki çoktu ki dikkatim başka yerlere dağıldı.
Dün olduğu gibi bugün de anladım... İstanbul anlayışsız insanlarla dolu ve kesinlikle bana göre bir yer değil...

5 Eki 2010

sürpriz

Öğretmenliğe başlayalı 4 yıl geçmesine rağmen yapacağım ilk veli toplantısı için heyecan yok değil. Veli toplantısının tarihini söyler söylemez (saatinde) veliler çıkışta yanıma gelip "Hocam biz o vakitte müsait değiliz, çalışıyoruz..." demeye başladılar. Genel konu hatlaraını anlattım bitti, heyecan yoktu ama bakalım topluluk önündeki konuşmam nasıl olucam merak etmiyor değilim...
Bugün İstanbul'da ilk defa evime yabancı birisini davet ettim. Çok garip bir cümle oldu biliyorum aam aslında son derece normal bir faaliyet. Sadece İstanbul'a gelmem, buraya yerleşmem, evin her noktasını benim dizayn etmem, bütün sorumluluğun bende olması ve bütün bu inşaata misafir maksatlı bir yabancının girmesi beni garip bir ruh haline soktu. sevindim aslında... yedik, içtik, evimi çok beğendi, tahmin ettiğinden çok farklı kalitede birşey bulduğunu söyledi, sevindim. :)
Asıl konu bu değil. Dün akşam gelmiş geçmiş insanoğulları içinde beni en iyi anladığını düşündüğüm şahıs... İşte bu benim içini önemli olan evime konuk olacağını ve bu faaliyetin Çarşamba akşşamı gerçekleşeceğini söyledi. Elim ayağım dolaştı. Çok hareketli bir gece geçirmesek de Taksim, İstiklal'de bir yerlere takıldıktan sonra erkenden eve dönüp laflarız. Konuşulacak çooook şey var. Seni 4 gözle bekliyorum dostum, E.E.E...
Bu resim de Malazgirt'teki evde elektrikler gittiğinde çekmiş olduğum fotoğraf denemelerinden bir tanesi...
(Fotoğraf kaldırılmıştır..)

Karanlık odamda bir mum ışığı
Bu son alevleriydi
Sonra söndü
Bitecek sandım herşey
Oysa ki elektrikler geldiğinde
Herşeyin YENİDEN başlayacağını tahmin edemiyordum hayatın...
Ne mi oldu?
Yeniden doğuş...

2 Eki 2010

Malt

Malt'ın bu albümü tam anlamıyla azıma sıçtı. İnsan bu kadar güzel müzik yapar ve her şarkısını kendine yorumlamaya çalışırsan azına sıçar tabi salak...

1 Haz 2010

zaman

Zaman neleri getirdi, neleri götürdü?
Sorgularım hep "bence" lerde kaldı.
Zamanda mıydı gariplik, yoksa ben demi?

27 May 2010

Her saniye... Her dakika...

Her saniye... Her dakika... Gözümün önünden geçiyor bütün okular, semtler, iller...
Enerjimin sonuna kadar harcamadan uyumak mümkün mü? Düşünmemek elde değil. 3,5 yılın her günü telaffuz ettim bunu.

"Senin KESİN çıkacak Koray." diyor... İnanmamak elde mi? O yönde ihtimaller ama hiçbirşey kesin değil.

Çok pis dumura uğrucam, biliyorum, hissediyorum...

23 May 2010

Cumartesi gecesi

sessiz bir cumartesi gecesi
gene sensiz
sen bir hecesi
öteki de siz

özlemimle seni
gözleyince sizi

fark ettim ki

cumartesi gecesi
gene sensiz
en iyisi
gene ertesi

cumartesi gecesi
gene sensiz
sensizlik de iyi ama

en iyisi
gene de ikimizin ertesi

14 May 2010

Al Capone

"Çocukken akşam yatmadan önce Tanrıya bana bir bisiklet vermesi için dua ederdim.

Birgün Tanrının çalışma tarzının bu olmadığını anladım. Ertesi gün kendime yeni bir bisiklet çaldım ve her akşam yatmadan önce Tanrıya günahlarımı affetmesi için dua ettim."

Al Capone
1899-1947

20 Nis 2010

Ben bir bungee jumping yapan örümceğim ellektüel karanlık mağaramda...

Hoop aşağı...
Hoop yukarı...
Hergün aynı
Duygular aynı
Yaşantılar aynı
Değişen hiçbirşey yok
Biraz daha burda vakitsem
İpim kopup düşeceğim...

6 Nis 2010

ben salağım salak

Bugün bilgi yarışmasında bakıyorum da 2-3 tane kendini feda eden, dünyayı kurtarırmışçasına canla başla çalışan bir grup var ve üzgünüm ki içlerinde ben de varım. Bir de umursamazmışçasına neler oluyor neler bitiyor olaylardan habersiz bir de ayrı bir sınıf var.

Herşeyin yanında bir de aksayan olaylarda neden tartışmaları ben çıkarırım. Büyük bir karar aldım. Bundan sonra kendi işimi yapıpp kenara çekilmezsem Bülent Ersoy sarsın bana. Ulen sus, salaksın sen...

5 Nis 2010

Haber başlıkları

  • Meteoroloji'den Şok Eden Açıklama: "İstanbul'da Bugün Yaşanan Yazdan Kalma Gün Önümüzdeki Yazdan Düşülecek"...
  • Guitar Hero'da "Akdeniz Akşamları"nı Çalmaya Çalışan Genç Kıskıvrak Yakalandı...
  • Müşteriyle Teması Önleyen Yeni Dizayn Berber Koltuğu Halk Tarafından Coşkuyla Karşılandı...
  • Beyaz Şahin'in İçinde Gizli Gizli Beatles Dinlerken Yakalanan, Birisi Beyaz Gömlekli Olmak Üzere Toplam Beş Kişinin Sorgusu Sürüyor...
  • Milli Savunma Bakanlığı: "Füzeye Torpil Bağlayıp Havada Patlatınca Acayip Ses Çıkıyor"...
  • Facebook Yönetimi: "Ebeveynlerin Siteye Üye Olmasını Engelleyen Uygulama Hazır Gibi"...
  • -> Philip-Morris: "İnce Sigara İçen Erkek Sayısının Artması Bizleri de Endişelendiriyor"...
  • Türk Psikoloji Derneği: "Büyük Umutlarla Cumartesi Gecesine Saklanan Güzel Boxer'lar, Gençlerde Lüzumsuz Beklentilere Yol Açıyor"...
  • Hemoroid Hastalarının Oturma Eylemi Kanlı Bitti...
  • Masturbasyon Sahnesi İçermeyen Bağımsız Film, Eleştirmenlerden Geçer Not Alamadı...
  • Karşıdan Karşıya Geçerken Kırmızı Işığa Yakalanan Yaya Gururuna Yenik Düşerek Hızlanmadı...
  • Bloklar Arası Bağlantıyı Kaybeden Tetris Milli Takımı Fark Yedi...
  • İş ve İşçi Bulma Kurumu: "CV'lerin Hobi Bölümlerine İlginç Görünsün Diye Yazılan Ekstrem Sporlar, Adayları Komik Duruma Düşürmekten Başka Bir İşe Yaramıyor"...
  • Shrek'le Sponsorluk Anlaşması İmzalamaya Hazırlanan THY'de , "Dünya Devlerine Sponsor Olmak" Kavramı Tekrar Masaya Yatırıldı...
  • Milli Eğitim Bakanlığı: "Birbirlerine sürekli hocam diye seslenen insanlar yüzünden öğretmen kontenjanlarını bir türlü doğru belirleyemiyoruz."
  • Gittiği Her Barda "Aslında burayı bana verseler çok güzel işletirim." Diyen Genç, İşsiz Olarak Geçirdiği Üçüncü Senesini Arkadaşları İle Birlikte Kutladı ...
  • 2008'de "Chelsea iyi takım", 2009'da "Messi çok iyi futbolcu" Yorumlarıyla Yılın Spor Yorumcusu Ödüllerini Kazanan Ömer Üründül, Son Açıklaması "Fenerbahçe'de işler iyi gitmiyor" ile Yine Ödülleri Kimseye Kaptırmayacak Gibi Görünüyor...
  • Yozgat Belediyesi'nin Düzenlediği "Yozgat'ın Güzellikleri" Konulu Şiir Yarışmasının Dördüncü Turunda da Dereceye Girecek Eser Bulunamadı...
  • Balayını Gazze Şeridi'nde Geçirme Kararı Alan Çifte, Mahkemeden Tam Ehliyetsizlik Kararı Çıktı...
  • Gökçek Vederson'u Örnek Alarak Adını Topbaş Hasagiç Olarak Değiştiren İ.B.B li Kaleci Kenan Hasagiç Vietnamın Hoàng Anh Gia Lai Takımına 10 Yıllığına Kiralandı...
  • Emniyet Müdürlüğü: "Gidiş yoluna göre ehliyetten puan kırılmayabilir"...
  • Sabri Sarıoğlu'ndan Şaşırtan İtiraf : "1984 yılında total futbola tepki olarak doğdum." ...
  • Turkcell: "Bilmedikleri Bir Numaradan Gelen Cevapsız Çağrıyı 'Belki Kızdır' Umuduyla Geri Arayanlara Minnettarız."...
  • Maçtan Önce Galibiyet Yemini Eden Takım Yenilince Çarpıldı.
  • Kraliçe Elizabeth: "United Kingdom neresidir, Iskoçya ile Irlanda'yı da mı kapsar, Ingiltere'den farkı nedir ben de tam bilmiyorum."...
  • Türkiye'ye Tatile Gelmemiş Son Alman, Bayvera Eyaleti'nin Alp Dağları Eteğindeki Ormanlarda Yakalanarak Türk Büyükelçiliği'ne Teslim Edildi...
  • Adnan Ziyagil Gibi Bir Amcam Olsa Her Şey Çok Başka Olurdu...

mailime takılanlardan...

İki arkadas, hararetle tartışıyormus. Tartıştıkları konu, sigara içerken İncil okunup okunmayacağı imiş... Sonuç alamayınca hikaye bu ya Papa'ya sormaya karar vermişler.
Papa'nın yanına gidip sırayla sorularını sormuşlar. Biri olumsuz cevap alırken diğeri, izin almayı başarmıs.

İzin alamayanın sorduğu soru:
- Papa hazretleri, İncil okurken canım sigara içmek istiyor, içebilir miyim?
- Oğlum, İncil okunurken Tanrı 'yla ilgilenmen lazım. O sırada dikkatinin dağılmaması lazım. O yüzden İncil okurken sigara içilmez.


İzin alanın sorduğu soru :
- Papa hazretleri, sigara içerken canım İncil okumak istiyor, okuyabilir miyim?
- Oğlum, her nerede ve ne koşulda olursan ol, İncil okuma isteği duyarsan okuyabilirsin.


KISSADAN HİSSE:
1) Esas olan; aldığın cevap değil, sorduğun sorudur
2) Beceri; almak istediğin yanıtı alabileceğin soruyu sorabilmektir...

Teşekkürler Betül...

29 Mar 2010

#1

    • bırakalı 1 ayı geçti sanırım. gün saymıyorum. başarıyorum galiba. garip bir duyguymuş.
    • çevremdekiler daralıyor. olmaması gereken kıtalar üstüme geliyor. tehlikeli...
    • sevdiklerimden ilgi göremiyorum. istemediklerim gereksiz bir ilgi peşindeler. verecekseniz hemen burdayım. ama uğraştırmayın lütfen.
    • sıkıldım lan burdan. gına geldi. herşey batıo. herkesle kavga ediyorum son sürat. rest çekiyorum herkese...
    • bugünlerde büyük bir hata yapma ihtimalim var. kokusunu alıyorum.
    • gitardan uzaklaştım. sanırım bırakıcam bu şeyi. benim işim değil. benden çok daha başarılı olanlar var.onlar çalsın, ben dinlemeye razıyım.

    21 Oca 2010

    Kaçık çorap

    Öğretmensiniz. Durumu fakir olan bir köyde çalışıyorsunuz. Öğrenciniz sizden para istese verir misiniz? Eğer iyi niyetliyseniz verilebilir, tamam. Ama ona hırsızlık yapması için fırsat verirsen o zaman çok farklı sonuçlar çıkabilir.

    E gerizekalı şimdi neden yakınıyorsun? Çorap söküğü gibidir güzelim bu işler, artık önüne geçemezsin. Geçmiş olsun, bu da bir deneyim oldu işte...

    20 Oca 2010

    Kar ne?

    Karne işleri...
    Ufff ne sıkıcı yaa :( İşten anlamayan bir koyun sürüsüyle aynı okulda çalışmak kadar zor olan birşey yok. Kardeşim görmediğin, tanımadığın, sürekli devamsız olan bir öğrenciye sen nasıl davranış notu girersin? Yapamıyorsan işi, bırak...

    Cumartesi günü buradan kaçış günüm. 12 Eylül'den beri dışarı adım atmadığım lanet ilçeden kurtuluyorum sonunda. Ankaraa bekle beni, geliyorum... :)