28 Oca 2009

Kayak tarihinde bir ilk

Utanmıyorum bu videoyu koyarken. Düşen insan benim. :))

Arkada konuşan babam.
Daha sonradan kayarak gelen de kardeşim. cool :))

Kayak dediğin aslında düşe düşe öğrenilir. Aslında düşmesi bile zevkli bir spordur. düşerek öğrenilecek birşeydir.

Ben hızlı gitmesini severim. Hızlı gitmek birşey değil de ya durması... :)) işte orası çok zor...

25 Oca 2009

Hareket etmek lazım

Halen aleyhimize geçip gitmekte olan zamanın farkında değiliz. Zamanın geçmesini istesek de şimdiden biliyorum ki öyle birgün gelecek ki pişman olacağız. Geri dönülmesi imkansız olan tek şeyi isteyeceğiz. Zoru başarıp, imkansızın zaman alması gibi birşey değil. O da imkansız birşey...

Anlatılması gereken belki çok şey var birilerine. Onlar da belki bekliyorlar bunu senden, belki de farkında değiller senin sayende olacağını. Ama biran önce gelmesini bekliyorlar. Zamanı hızlandırmak imkansız, ama istediğin şeyleri şimdi yapmak belki mümkün olabilir.

Çekiniyorum bazen yanlış anlaşılmaktan. Belki kendisine söylemesem herşey daha güzel gidecek. Ama işte o zaman Doğan Cüceloğlu'nun tabiriyle bitmemiş bir iş olacak. Kaybedeceğim birşey yok mantığıyla hareket etmemek lazım bazen. Geriye dönüp baktığında kimseyi göremeyebilirsin. Dikkat etmek bilinçli hareket etmek lazım...

"Belki o çok yakınlarımda. Belki hergün onu düşünüyorum." Bu şekilde düşününce insan heyecanlanıyor. arıyor, buluyor, ama o da yanlış oluyor. Sonra 1 tane daha gidiyor... Oysa ki iyi düşünüp doğru kararlar vermek lazım. Biraz sağlıklı düşünüp ona göre hareket etmek lazım. Yoksa gerçekten dedikleri gibiymiş. Kendimize zarar veriyoruz. Hadi kendimi geç, çevremize zarr veriyoruz. İşte buna hakkımız yok!

22 Oca 2009

40 saniyede 1yıl

1 yıl aynı açıdan çekilmiş fotoğraflarla 40 saniye.
Eirik Solheim'ın "One year in 40 seconds", (40 saniyede 1 yıl başlığı) ile hazırladığı video; bir yıl içinde bahçesinde aynı açıdan çektiği fotoğrafları birleştirerek hazırladığı mühteşem bir çalışma.İşte muhteşem görüntüler...

21 Oca 2009

Görev tamamlanmıştır...


Evet görev tamamlanmıştır lakin hiç tahmin etmediğim sonuçlar çıkardım bu askerlikten.

Hep derler ya "Askere gitsin, gelsin, adam olsun, olgunlaşsın." diye. Belki bu toplumumuzun bazı kesinmleri için geçerli olabilir ama inan bir kısmı için geçerli değil. Hatta geçerli olmadığı gibi insana zarar bile verebiliyor bu dönem insana.

Açık konuşayım, bana hiçbirşey katmadı, tam tersine götürdü. Hem maddi hem manevi olarak bitirdi... 1,5 yıl içinde doğuda sıkıntı çekerek biriktirdiğim onca para yokuldu bitti askerde. Ne oldu o para? YOK, gitti...

Askerliğimi jandarma olarak yaptım ve nasıl olouyor da "yumurtacı" lakabını alıyor, bunu çok iyi anlamış oldum. Köylere gidip oradaki gariban hakın malını emrivaki olarak almaktan, kendi zimmeti üstüne geçirmekten hiç çekinmiyorlar. Son derece normal olarak yapıyorlar. Nefret ettim...

Çok azar işittim, sebebinin sadece kişisel tatmin olduğunu anlayınca sadece sessiz kaldım. Karşımdaki şahıs (komutan) tatmin olamadı. Bu şekilde psikolojik savaş içerisindeydim. Savaşı benim kazanacağımı ve birgün bunun biteceğini biliyordum ve bitti...

Hepinizi çok özledim. Özellikle blog arkadaşlarımı...