Blog işi hassas bir iştir. Orası bilinçaltıdır. Hani yatmadan önce göreceğiniz rüyaya karar veremezsiniz ya... Aynen öyle birşeydir buraya yazılanlar. Sizin elinizde değildir bazı şeyler. Benim elimde de değildir. Sıkılırım, bozulurum, kafama takarım ya da tam tersi, çok sevinirim, en ufak şey beni mutluluktan uçurabilir kelebekler gibi. Eve gelirim. "Ne oluyor bana?" derim ve parmaklardan dökülüverir sözcükler... "Yayınla" butonuna bastığım anda da dağılır herşey kafamdan. Normale dönerim. Rahatlarım, derin bir nefes alıp normal hayatıma kaldığım yerden devam ederim. Sanki bir çeşit meditasyon...
Pişman olurdum önceden. Ama şimdi pişman olmak istemiyorum. O yüzden kendisini gerçek dünyada tanıyıp da burayla tanışmasına vesile olduğum biri varsa bunu okuyan kişi ya benim gözümde değer kazanmıştır ya da onun hakkında kötü birşey yazmayacağımın garantisini verebiliyorumdur kendi kendime... ya da yazabilirim de belli olmaz.
Aranızda beni haddinden fazla tanıyanlar var.
Uzun zaman önce başlamıştım yazmaya. Daha sonra yakın çevrem, ev arkadaşlarım, okul arkadaşlarım, üniversite arkadaşlarım, ailem derken daire oldukça genişledi. Zamanla üstümde bir baskı, bir kısıtlama, rahat yazamama gibi olumsuz bazı duyguların esiri oldum... ve kapattım. (tabi bir kopyasını, içeri aktararak...)
Aradan 6 ay geçti ve yeniden başlamak istedim. Farklı bir isimde açtım. Artık kayıp kişiyim. Ama böylesi daha iyi. Her zaman insan çevresindekileri bir elekten geçirmesi gereklidir...
Şimdi de yeni bir blog açtım. 1inin kareleri
Buraya da çektiğim fotoğrafları koyuyorum.Oraya da beklerim.. :)
Şimdi de yeni bir blog açtım. 1inin kareleri
Buraya da çektiğim fotoğrafları koyuyorum.Oraya da beklerim.. :)