Bacaklarım tutulana kadar yürümeyi özlemişim...
Dün davetiyemin son rütuşlarını yapmak için okuldan anlaştığım (tek diyebileceğim) arkadaşımla Şişli'ye gittik. 1-2 saat süren çabalar sonucunda hem fikre vardık ve matbaya girmesi için start verdik. Oradan Birlikte gittiğim arkadaşımın atandığı yeni okula gittik. Kendisi beni Evrensel Çekim Yasası'yla tanıştıran nadide bir arkadaşlardan... Geçenlerde bu knuyu size anlatmaya çalışmıştım. Ben de ondan duyduklarımı anlattım sizlere. Ama velakin gel görelim ki bunun da yanlış, eksik bildiği hatalı noktalar varmış. Olur da evrenden birşeyi istersek açık ve net olmamız gerekirmiş. Yani mesela bir insan devamlı "iş, iş, iş..." diye açık ve net olmadan diretirse yarın birgün yapamayacağı bir iş bulduğunda "Bu muydu yani iş dediğin?" diye mortingen olmamalıymış. Aynen bizim usta gibi...
Kendisine Bağcılar'dan gına gelmiş. "Artık yeter uleeyynnn" demiş ve "Şişli, Şişli, Şişli..." diye tutturmuş. Sen gel gör ki Şişli ama ne Şişli? Bağcıları aratırmışçasına...
Kapısının önünde çekirdek çitleyen dedikodu delisi teyzeler
Dar ve dik sokaklar
Çanak antenden gökyüzünün görünmemesi durumları
Minimum 50 kişilik sınıflar
Yüksek kiralı evler
vs vs vs...
SONUÇ: "Hoşgeldin Bağcılar..."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Aklına ilk ne geliyorsa gözlerini kapat ve yaz...