İstanbul'dan gelir gelmez alk baktığım Melodram'nun magazin dergisiydi. Geldiğimde bulmuş olmasaydım büyük hayal kırıklığına uğryacaktım. 1. sinden çok daha başarılı bir dergi olmuş. 100 sayfadan bahsediyordu. Korktum, onca şey okunur mu diye? Meğer ki 25 sayfa yazmış. Oysa ki aynı şekilde 100'e kadar gitse yine okunurdu bee.... :) Tebrik ederim kendisini. Beni de dahil ettiği için ayrıca teşekkür ederim.. :)
İstanbul macerası nasıldı? Çok farklı bireyle karşılaşmadım. Aynı bıraktığım gibi...
Araba sürerken mesaj çekmek. O sırada teyple uğraşmak... Bunları yaparken beynimin durduğunu hissederdim. Sonra 'olm sen manyak mısın? Önüne dengesizin biri çıkcak, başın belaya gircek...' diye kendime kızarken aslında ne kadar yetenekliyim diye düşünürdüm. Taaaa ki İstanbul'a gidene kadar... Arkadaş arkadan gelen paranın üstünü verirken telefonla konuşan... Bir yandan da sol şeride geçmek için arkadan araba gelip gelmediğini kontrol eden... Bütün bunları da memnuniyetsiz bir tavırla yapman bu dolmuş şoförü asabi olmasa durdurup dolmuşu tebrik edesim vardı. Adam kendisindeki yeteneğinin farkında değil...
İstanbul insanı tepkisiz... Alışkın... 'Yolda ölsen kimse dönüp bakmaz.' sözü gerçekten doğru. Ayı şekilde bir mekanda oturup arkadaşlarınla biraverini içerken içeriye bir çingene girip dartbuka çalarsa buna ben şaşarım. Ancak müessesenin sahibi birşey demez. Gerçekten darbuka ustasıydı. Yine kaybolan bir yetenek daha...
2 günde 2 kaybolan yeteneği farkettiğime göre... Burada çok insan heba oluyor, farkına varan yok...
Kahretsin, yine sosyal mesaja bağladım yazıyı...
Türkiye'de bir çok yetenek heba oluyor zaten ben buna artık eminim. Mesela sesi harika olan arkadaşlarım var ama bir şey oluyor mu yok? Niye? Anne baba baskısı, akraba baskısı! :D
YanıtlaSil