2011 - 1983 = 28
28 de bitmiş. İnsanoğlunun yaş grafiğine baktığımda bana en ilginç gelen yaş aralığı 25-30 olmuştur hep. İlginç, çünkü insanların hayatındaki değişikliklerin çoğunu bu yaş aralığında olduğunu görüyorum. (en azından bizim ülkede bu böyle... ya da benim bakış açım böyle..)
Kendi hayatıma baktığımda da öyle... Son 1 yılıma bakıyorum...
İlk önemli değişikliğimi hayatımı sonuna kadar birlikte geçirebileceğim kişiyi seçmemle yaptım. 2. büyük değişiklik ise bu hayatımın sonunu nerede geçireceğim oldu. Evet, hayatımın geri kalanını birlikte geçirme amacıyla için birisiyle tanıştım. Nişanlandım ve yazın da evleniyorum. Bu doğru kişi midir? Bunu değerlendirmek çok uzun sürer ama bir parçasını geçtiğimiz haftasonu yaşadık. Birazdan bu konuya geri dönücem.. ;)
Bu yıl bir de İstanbul gibi büyük bir metropolle tanıştım. Hep merak etmiştim burayı. Burayı da gördüm, yaşadım her mevsimini. Artık 'Eminönü' dediklerinde yabancılık çekmicem. 'Balık...' diyip tamamlıcam hemen. 'Ortaköy' dediklerinde 'Kumpir...' dicem, yabancı kalmıcam. ;) Ama geçiciyim burda. Hayatımı buraya adamıcam. Sadece kendimi bir gösterdim şöyle bir İstanbul'a ve geri dönüyorum... Kimse farketmemiştir buradaki varlığımı veya yokluğumu ama üzülerek söylüyorum ki ben burada bir kültür yozlaşmasını, bir insan çöplüğünün nasıl oluştuğunu birebir görme fırsatını buldum. Büyülü bir havası var bu şehrin. Güzel ama bana göre değil. Benim yerim Ege'dir. İlkbaharda egenin o sıcak rüzgarı yüzümü okşamalı. İçime çektiğimde doğayı anımsatan kokular bulmalıyım. Yaşlanacağım yer burası olmalı benim...Bir insanla güzel günleri hep güzel geçirirsiniz. Bunda hiç sorun yoktur. Herkes güzel günleri mutlu geçirir. Ama önemli olan kötü anlarda birbirine katlanılabilirnir mi? İşte bu deneyimi yaşamamıştık ve artık onu da yaşadık. Geçtiğimiz haftasonu Mc Donalds'ın adi tavuk burger lerinden yiyince güzelim haftasonumuz berbat geçti. Hasta halini de gördüm. Ona katlanabiliyor muyum diye tarttım kendimi. Hasta olduğunda kendisine karşı olan tavırlarımı gördü O'da. Bence yaşanması gereken önemli bir deneyimdi. Kendime bakıyorum. Nasıldım? diye sorup kendi kendime değerlendirmeden bulunmak istemiyorum şu anda ama kendi duygularımı söylemek gerekirse O'nunla uğraşırken 1 saniye bile sıkılmadım. Hasta bakımı nasıl olur, bilmem ama zor olduğunu biliyorum. Bu konuda deneyimsizdim ve ilk deneyimimi onun üstünde yaşadım. Her geçen anın, deneyimin, yaşantının sonunda şunu diyebiliyorum: "Bu benim yaşlanabileceğim kişi olmalı."
Ne güzel söylemişsiniz güzel günler mutlu geçirilir, önemli olan kötü anlar diye. Katlanabilme varsa her şey daha bir güzel oluyor sanırım. Boşu boşuna bir katlanma ya da görev için değil ama, farklı bu. Tam anlamıyla huzura kavuşma durumu... Mutluluklar bir de :)
YanıtlaSilTeşekkürler Burcu..
YanıtlaSilHerkes hakediyor bunu, herkes yaşamalı. Lakin bunu görev olarak gördüğün anda işte o zaman yaşayamazsın..
İyi dileklerin ve bloguma yapmış olduğun ziyaret için teşekkür ederim.. :)
Seviyorum bahanesinin arkasına sığınmayı sevmem, doğru bulmam; ama sevince kendiliğinden oluyor diye düşünüyorum. Görev haline gelmeye başladıysa zaten problem var demektir. Bir yerden sonra da görülmemesi imkansız olur herhalde.
YanıtlaSilNe demek, rica ederim. Farklı blogları okumayı seviyorum :)