Bu 1 hafta içinde ne blog, ne maillerim, ne facebook, ne bilmem ne.. Hiçbirine bakamıyorum. Okuyamadığım yığınla blog yazısı, 300'e yakın mail ve...
LED TV almak zor iştir. Hele bir de beyaz renk olursa çok daha zor. Bulunmamasına mı yanarsın pahallı olmamasına mı? Beyaz olması şart mı? Şöyle birşey. Estetik güzel birşeydir. Beyazlarla donatılmış salonda zıtlıklar bir estetik yaratır ama eğer bu kutu gibi görünen tek bir nesne olursa emanetmiş gibi görünür, hoş durmaz. Malum ortama ayak uydurmak için televizyon da beyaz olmak zorunda...
Müzik işi önemlidir. düğünde çalınacak müzikleri ne yaptığı belli olmayan müzik kültürünün ne derece olduğunu bilmediğim birilerinin düğünümün müziklerini emanet etmem mümkün değil. Bu durumda bu olaya da el atmak gerekti. Müzik planlaması, sıralaması, seçilmesi vs... İnce işler yani!
Yatak bir evde olmazsa olmazıdır. Konforlu olması lazım. Ortopedik, vıdıvıdı biton detaylarıyla yüklü henüz araştırmadığım yatak çeşidi seçilmesi ve alınması için beni bekliyor.
Davetiye unutulmamalı. Atılmaya kıyılamamalı. Saklanmalı, akılda kalmalı. Baktıkça güldürmeli. Buraya kadar güzel, ama işte araadığını bulamazsan o zaman tasarım sana ait olmalı. İşte bu da para demek...
Bütün bu koşturmalar içinde bir de öğrencilerin karne notlarını girme gibi hayati işlemler var ki o olaya daha hiç başlamadım. Yani sesvgili dostlar sakın ola ki "Bu adam blogtan elini ayağını çekmiş, artık takip edilecek birşeyi kalmamış." demeyin. Bomba gibi geri dönüş yapacağım. Bekleyin beni..