Ama şimdi bakıyorum da şimdiki çocuklara...
- 12 alınca yanındaki 11 alan arkadaşına dönüp 'Olleyyy seni geçmişim' diye bağıra bağıra gülüp, onunla dalga geçmeyle eğlenebilen çocukluk var.
- 3 sınavın 3'ünden de boş kağıt verebilen bir ortaokulu öğrencisi (pardon öğrenciler) var.
- Sınavdan 10 almasının sebebini sorunca 'Hoca test sormadı.' diye cevap veren bir gençlik var.
- Yüzlerce kere günü gününe çalışmanın gereğinden bahsetsek de matematik sınavına çalışmanın sınavdan 1 gün önce yarım saat deftere sadece bakarak çalıştığını zanneden öğrenciler var.
- Sıra arkadaşı ile noktası noktasına kadar aynısını yapıp da kopya çektikleri anlaşılmayan öğrenciler var.
- Nasıl olsa kalma yok mantığıyla hareket edip boş kağıt verme yüzsüzlüğüne sahip öğrenciler var. (3 sınavın 3ünden de...)
O birşey değil de ben de bunlara acıyıp hadi notları yükselsin diyip onlara dağıttığım testlerdeki soruların harfi harfiyen aynısını soracağımı söylememe rağmen ortalamanın gram değişmediğini görmek ve sırf bu yüzden koskoca Cumartesi günümü bunların sınav kağıtlarını okumak için harcamak koyuyor insana...
İlk yıllarımdı genelde bunları düşündüğüm zamanlar. O zamanlar gerçekten idealisttim. Sanki üniversite öğrencisi bilincinde gençler var zannediyordum karşımda. Üstelik daha doğunun bir köyündeydim. Boylarından yüksek şeyler beklediğim aşikardı. Sonra sonra törpülendim. İstanbul'a gelip büyükşehir serserisiyle tanıştım. Şimdi ise egedeyim. Daha saygılı bir öğrenci kesimiyle içiçeyim. Bu zaman zarfında görmemeyi öğrendim. Bazı şeyleri umursamamayı... Ancak gördüm ki bu beni öğretmenlik mesleğimden soğutuyordu. Verdiğimi almak istiyordum. Aldıklarım hiç yok değildi. Benim sayemde çok güzel konuları kavrayanlar, sınavlardan yüksek not alanlar, istedikleri okullara yerleşenler... Bunları görmek bi boka yaradığımı gösteriyordu zaman zaman... Ancak bazen böyle büyük travmlar da yaşamıyor değilim.
Ne zaman sınav kağıdı hazırlasam veya onları okusam çevremdekiler 'Aman öğrencilere acı, onlara yüksek not ver...' şeklinde hep taraflı yorumlar yapıyorlar. Ben mi çok gaddarım yoksa onlar mı gerçeği göremiyorlar. Anlıyorum. Mametik öyle kolay kolay sevilen bir ders değil. Ancak açık açık 'Aç kalırsınız. Bi baltaya sap olamazsınız, kimse tarafından sallanmazsınız...' diyip onların psikolojilerini altüst etmek istemiyorum.
Bir de sınav kağıdı var size göstermek istediğim. Bunlar gibi tonla gösterebileceğim örnek var. Ağlaya ağlaya izledim. Biraz da siz bakın...
Söyleyecek birşey bulamıyorum. Bu arkadaş numunelik değil. Elimizde çok var.
- Bu da MEB in zorunluğu tuttuğu el yazısı sisteminin getirdikleri -
Arkanızdan böyle yazılar yazan inanlar geliyor haberiniz olsun...
Şimdi ben öğretmen olsam bu sınav kağıtlarını gördükten sonra kahkahalar atardım desem, tüm sinirli bakışları üzerime toplayacakmışım gibi geliyor. :D
YanıtlaSilMerak etme, kimse kızmaz, kızılacak kişi sen değilsin..
Silsize yazı konusunda katılıyorum bizim ailevimidir nedir kardeşlerim ve benim yazımız kötüdür en küçüğümüz ne yazıkki bu zorunlu el yazısı yüzünden çok sıkıntı çekiyor.Normade yazısı çirkin olan biri nasıl el yazısı yazabilirki bence çok gereksiz bir şart olmuş.
YanıtlaSilKardeşimde az önce geldi deneme sınavından 417 mı ne almış anlatıyordu birşeyler.Bütün hafta ders çalış diye beynini yiyorum ama yoook adam kalkıyor sabah 5 de okul saatine kadar soru çözüyor tamam bitti.Neyseki matematiği iyi :) ingilizcemiz kötü bizimde.Ve ne yazıkki yazısına bakıyorum çok haklısınız okunmuyor.Bana abla nası olmuş diyor ödevim bakıyorum okuyamıyorum diorum bune :)
Umursamaz bir gençlik geliyor.5ci sınıfda sigara içen orta okulda cinsellik yaşayan.Ve geleceğiden bir haber bir nesil...
Her sınav döneminde gençliğe ve geleceğe olan umudum bir derece daha yok oluyor.
SilEl yazısı konusunda inanılmaz sıkıntı yaşıyorum ben de. Bir de müfettişler bizlerin de tahtaya el yazısı ile yazmamızı istiyorlar. Sebebini soruyorum? yok...
Kimleri daha hızlı yazması için diyor. Kim onlara hızlı yazmasını söylüyor ki? Yazsınlar da adam akıllı yazsınlar...
Bence bir çocuk sadece matematik, fen vs. gibi derslerle sınırlandırılmamalı.
YanıtlaSilDaha farklı şeylere belki müziğe,tiyatroya ilgisi olan birine al bu matematik, çözersen zekisin çözemezsen apatalın önde gidenisin demektir bu sistem.
Tamam çocukların şımarık oldukları aşikâr, ancak ilgisi yoksa böyle şeylere, ister istemez yapacaktır bunları.
Kesinlikle yazdıklarınıza katılıyorum.
SilMÜzik yeteneği olan matematiği kavrama yeteneği az olan öğrenciye zorla çarpanlara ayırmayı anlatmak benim de zoruma gidiyor...
Cok tanidik ve isin en kotu yani benimkilet universite ogrencileri. Hadi buna ne demeli !
YanıtlaSilÜniversitede yine boş kağıt veren öğrenciler olurdu. 10ları sıfırları görürdük. Ama daha 6. sınıfta, 7. sınıfta olunca insan daha bi kötü oluyor..
Silyahu en azından boş bırakmamış bilemedim demiş açık ve net olarak :D
YanıtlaSilortaokuldan gayrı hiç okul hatıramınj olmaması da üzücü yalnız be hocam.
zalım açıköğretim :/
Nedense sadece o soruya 'bilemedim.' yazmış. Diğerleri de boş. Bunun diğerlerinden farkı ne?
Sildiyecek bir söz bulamadım desem.Sanırım bu konuda anne ve babalar suçlu ve eğitimciler.Yoksa çocukların ,gençlerin böyle sorumsuz ve duyarsızlaşacağını düşünmüyorum.
YanıtlaSilGeçen gün ergen çocuk benden iri ,çarptı bana ve benim canım yandı.Ne yapıyorsunuz dedim.O da bana önüne baksana teyze diyor terbiyesizce.Ki onu benim üstüme arkadaşları iteklemişti.Sonra birbirlerini iteleye iteleye gitmeye devam ettiler.
daha neler neler.
alem puşt zannımca.düzelir mi?
benim hala umudum var.
Garip yaa.. Onları anlamak gerçekten çok zor.
SilFacebookumda ekliydin sanırım canım. Şu fotoğrafı dün paylaştım görebilirsin; https://www.facebook.com/photo.php?fbid=316049371848140&set=a.116106605175752.17480.100003292405083&type=1&theater
YanıtlaSilBu da Mardin'de matematik öğretmenliği yapan kuzenimin okuduğu kağıtlardan biri. Yorum yapamıyorum artık.
Ne denebilir ki? Böyle davranışlara tepkisiz kalmak kimine göre doğru bir davranış, kimine göre duyarsızlık.
SilBelki de 'büyünce anlayacak yaptığı hatayı.. Ama ben bu ergeni bu zamanda çekmek zorunda mıyım? Evet. Öğretmensen matematik bilmek yetmiyor, bunu çekmeyi de bilmek gerek. (Özellikle Türkiye'de...)
Aslında bir yandan seni çok iyi anlıyorum. Öğretmen olarak elbette bir emek veriyorsun ve karşılığını almak istiyorsun ama diğer yandan da öğrencileri de çok iyi anlıyorum ve aslında biraz da tebessüm ediyorum bu gibi durumlara. O yaşlarda çocuklar çok ciddiye almıyorlar ve o yaşta öğrenecekleri herşeyin aslında gelecekleri için büyük bir adım olduğunu bilmiyorlar, hafife alıyorlar ama bu demek değil ki öğretilen herşey boş. Sınav kağıtları ve sonuçları da aslında o öğrenciyi doğrudan yansıtmaz bence.
YanıtlaSilDersde genelde herşeyi anlayıp, sınavda yine de zayıf alan, konsantre olamayan v.s. öğrenci çok :)
O değil de hahaha ben sınav kağıtlarımı hep karikatürler ve resimlerle doldururdum :D
öğretmenlerim de hep çizdiklerimin altına notlar düşerlerdi :d
Söylediklerinize katılıyorum. Onlar tarafından bakabiliyorum. Ancak bu derece de olmaz ki arkadaşım. Gözünün içine baka baka kalmak yok nasıl olsa, boş kağıt versek de olur, yapmak zorunda değilim diyorlar. Bu insanın çok zoruna gidiyor.
SilKeşke karikatür çizseler. En fazla çiçek resmi falan çiziyorlar, o da çok bayağı... :P
Hahahaha :D
Silolsun zamanla değişirler, değişmeyenler de çoğu zaman ümitsiz vaka zaten :)
Sen iyi bir öğretmen olduktan sonra gerisi onların ve ailelerinin sorumluluğu senin değil.
Sen matematik öğretmenisiiiinn:) O soruyu görünce ağlamak istedim.Matematiği sevmiyorum çünkü yapamıyorum.(Çok ilginçtir iktisat okuyorum:) ) Tüm okul hayatım boyunca matematik hocalarıma bunu anlatamadım.Yani şuan ben nasıl bir insan edebiyat yapamaz ya diye düşünüyorsam onlarda benim için aynı şeyi düşünüyordu.Anlaşamadık bir türlü amaaa hiç bir zamanda bomboş kağıt vermedim 45 55lerde dolanıyordum.
YanıtlaSilBen bunu hep söylüyorum son düzgün nesil 93lilerdi. Sonrası tamamen saygısız,umursamaz,hormonlu bir nesil.İstisnalar vardır tabiki ama genel durum bu.
45-55 lerde dolanıyorsanız o kadar umutsuz vaka değilmişsiniz demektir.. :)
Silya ben o el yazısı işine takıldım okunmuyo ki hiç sadece ad okumak meseleyse sözel dersleri düşünmüyorum.
YanıtlaSil7. sınıftaki psikolojiyi düşünemiyo şimdi insan ama ben ne biliim baya çalışırdım o zamanlar ama şimdiki nesil kendine aşırı güvenli öz güvenli olsun çocuklarımız diyen ebeveynler işin ucunu kaçırıyor gibi tabi bunu söylemek bana düşmez ama benim çevremde gördüğüm durum bu en azından.
Çok merak ediyorum. Bu öğrencilerin örneğin Sosyal Bilgiler dersindeki yazılı kağıtlarına bakmak istiyorum. Birgün öğretmenlerin rica edip o yazılı kağıtlarını görmek isteyeceğim..
SilÖğrenci ve velilerdeki bu aşırı özgüvenin tek sebebi medya!!!
Hep kötü örnekleri ortaya koyuyor.
Öğretmenlerdeki tatiller gözlerine batırlıyor. Yıllarca birşey yoktu, ne olduysa şimdi o tatiller batmaya başladı.
Bu özgüvenin bir sebebi de MEB - dersane kıyaslaması. Açık açık devlet okulların, dersanelerden daha başarısız olduğu dile getirildi. Devlet okullarının tek amacının dersanelerdeki gibi matematik, fizik, kimya öğretmek olmadığı söylenmedi.
ufff yazacak o kadar çok şey var ki...