24 Nis 2013

Yeni bir arkadaş

O zamanlar çok küçüktük. 7 yaşlarında falan... Sokağa çıktığımda arkadaşlık edecek kimse yoktu. Ama birini görmüştüm. Düz bir taşın üzerinde kiremitleri kırıp onları un ufak ediyor. Sonra onları kumla karıp ıslatıyordu. Amacı neydi anlamamıştım. Kiremetleri kırayım derken eline vurdu taşı. Gülmeye başladım. 'Ne gülüyorsun yaa?' falan filan derken dostluğumuz başladı. Anılarımızı yazsam fizana kadar sürer. 22 yıl geçti. Evlendik, barklandık. Bir yılbaşı kutlamasını beraber yapalım dedik. Bir arkadaşını daha davet etmişti. Turgay... İyi çocuktu. Oldukça eğlenmiştik. Aradan 1 yıl daha geçti. Telefon...

- Merhaba, 1iyokmu? ile görüşecektim.
- Buyrun, benim...
- Merhaba, ben önce kendimi tanıtayım. Ben Tuncay. Hatırlarsanız bir yılbaşını beraber çoook eski olan o arkadaşınızla geçirmiştik. Hatorladınız mı?
- aaa evet Tuncay, naber?
- Ben senin bulunduğun ilçeye .... ya çalışlmaya geliyorum. (Bir teknolji mağazasına müdür olarak.. Ev bakıyorum. Bildiğin kiralık ev var mı?
- Yok, ama bakarız
falan filan derken telefon görüşmesi bitti. ve ertesi gün, yani bugün...

Annesi ve babası ile gelen Tuncay'a ev bakıyoruz. O akşamı bizde kalması ihtimalini bile göze alarak evde hazırlıklar yaptı sevgili sevgilim. Ev baktık, bulamadık. Emlakçıya baktık, bulduk. Ama bayağı vakit geçmişti. Bir bayanla gelmesi eşimi germişti. Ama hiç tahmin ettiğimiz gibi olmadı. Çok sıcakkanlı mükemmel insanlardı. 'Çok zahmet verdik, sizi de tatil gününüzde rahat bırakmadık...' gibi sözleri ağızlarından düşürmedi.

Aslında bugün vaktimi fotoğrafa ayıracaktım. Ancak insanların bu tatlı dili sayesinde o kadar koşuşturmam bana hiç batmadı. Şunu anladım ki hayatta uslup çok önemli. Ne olursa olsun güzel yüzün insanları herşeyi yaptırır...

11 Nis 2013

Sürpriz başarı

Her ne kadar küçük de olsa benim için iyi bir başlangıç oldu. KUFSAD (Kuşadası Fotoğraf ve Sinema Derneği)'nin her ay düzenlediği bir etkinlikte ben derece aldım. Üstelik ilk defa katılmama rağmen. Olay şu.. Üyeler içinden isteyenler fotoğraflarını isimlerini vermeden bir fotoğraf sanatçısının eleştirilerine maruz bırakılıyor. Fotoğraf yorumlatılıp birbirinden değerli bilgiler edinmemize neden oluyorlar. 3 aydır takip ettim. Hiçbirine katılma cesareti göstermedim. Her ay fotoğraf adında oldukça büyük işler yapmış isimler fotoğraf seçkisine katılıyordu. Onların eleştirisi altında ezilmekten korkuyordum açıkçası. Bu ay kafama koymuştum. Gaza gelip şurdaki fotoğrafı koydum..


Tabi oraya isimli vermedim. Fotoğrafların kime ait olduğu belli olmuyor. Taa ki dereceye giren fotoğraflar seçilene kadar. Enson sadece dereceye giren fotoğrafların sahipleri meydana çıkıyor.

Şans ya bu sefer fotoğraf seçkisi çok heyecan verici oldu. Önceden hepsi tek tek yorumlanır. Sonra seçkiyi yapan kişi bilgisayar başına geçer. 'Şunu al, bunu al..' der ve geçer. Bu ise herkesin gözü önünde eleme usulüyle yaptı. Her elemede benimkini atlaması vücut ısımı artırdı. Ensonunda bir baktım ki son 4 teyim ve ayın fotoğrafları arasına benimki seçildi... :))

İlk defa katılmama rağmen bu dereceyi almam benim için çok iyi moral deposu oldu. Beklemiyordum açıkçası... Umarım daha büyük başarılar yakalarım...

3 Nis 2013

Kendimi bi b.k sandım bugün

Bugün okulum 14:10 da bitiyordu. Sonrasında arabanın arızası için sanayide bekleyip günümün sıkıcı geçmesini önlemek için arabayı sanayiye sabahtan bırakmama rağmen yine bitmemişti arabanın işi. Üstelik yapmurlu bir gündü ve üşüyordum. Sinirlenmem ve etrafımdaki bütün olumsuz elektriği çekmem için bütün sebepler mevcuttu. Ancak öyle olmadı...

Benimle beraber arabasını bekleyen yaşlı, saçları ve bıyıkları boyalı, geçen sene emekli olmuş bir Türkçe öğretmeniyle tanıştım. Klasik bir öğretmen sandım ilk etapta. Ben de öğretmen olduğum için muhabbet kurabileceğimiz ortak bir payda bulabildik. Daha sonra konu öğrencileri düşünmesini öğretmeye çalışmaya geldi. Sonradan sorgulama meselesine, ardından felsefe, şiir edebiyat derken adamla tam 2 saat muhabbet etmişim. 2 saat nasıl geçti hiç anlamadım. Şiirleri de varmış. Bana bir sürü dörtlük okudu. Felsefeden bahsettik. Uzun süredir böyle konuşmadığını, böyle konuşunca çevresindekilerin kaçıştığını söyledi. 

Kendimi bi entellektüel, bi sanatçı, bi edebi, felsefi... Kısaca kendimi bi b.k sandım bugün. :)

Peki sonuç?
Araba 250 TL masraf çıkardı...

2 Nis 2013

Ziplenmiş bir haftasonu

Bütün konsantremi önümüzdeki haftasonu yapacağımız geziye topladım. Planımızda Pamukkale vardı. Ancak şusıralar Pamukkale'de suyu ara ara veriyorlarmış. Kuşadası fotoğraf derneğindeki bazı arkadaşlar bugün oraya gidip büyük hüsrana uğramışlar. 1 kare bile çekemeden gelmişler. Dolayısıyla bizim gezinin de rotası değişmek durumunda. ya da en kötü ihtimal iptal olma yolunda. Ancak ben bu geziye gerçekten umut bağlamıştım. İyi kötü kesin biryerlere gideceğim. Sırf bu haftasonu yapılacak gezi için geçtiğimiz haftasonu 2 günümü de sevgili sevgilime ayırdım. Ne mi yaptım?

CUMARTESİ
Çok yakın bir arkadaşımızın katiplik sınavı vardı. Onu sınav yerinden alıp sınav sonrasında bize geçip güzel bir kahvaltı yaptık. Sonra kayınvalidem ve sevgilim ile beraber yeni aldığımız eve gittik. Henüz krediye çekmemiş olmamıza rağmen yine de aldık diyorum artık.. :P Herneyse oraya perdeciyi de getirttik. Perde ölçülerini aldırıp oradan dükkana geçtik ve perde beğendik. Ardından berjel takımı beğenip onları hangi kumaş lie kaplatacağımıza karar verdik. Tabi bunlar keşke buraya yazmak kadar kolay olsa. Renk desen ton... İnanılmaz kombinasyonlar mevcut. Çok zor işmiş bu işler arkadaşlar. Bunlar zaten bizim bütün günümüzü aldı diyebilirim. Akşamına da arkadaşımızın katiplik sınav sonuçlarını öğrenmeye gittik gecenin bi yarısı. İlde 2. olmuş hayvan...

PAZAR
Pazartesi günü gelecek olan iş yerindeki arkadaşlarım için eşimin hazırlık yapması gerekiyordu. Bana önceden randevu vererek Pazar gününü kendisine ayırmamı istemişti. Kendimi ona adadım. Git, gel, getir, götür, şunu yıka, bunu ayıkla eyvallah. Light gibi görünebilirim burdan ama sevgilimin benim için yaptıklarını görünce bu yaptıklarım az bile diyorum zaman zaman... (Herzaman değil, zaman zaman...: ) Ardından hani şu katip adayı olan arkadaşımızın Cumartesi günü yapılacak olan mülakatı için elbise seçmesinde yardımcı olmamız gerekiyordu. Onunla mağazalara gittik. Hatta onun da eşi geldi. 1 çift daha bize katıldı. Güzel bir gömlek, üzerine ceket beğendik. Altına bişi almadık bak şimdi farkettim. Ama bayanlar heralde onu hesaplamışlardır.. :) Akşama da onlara geçip içtik, sıçtık eğlendik... Çok eğlenceliydi. 

Sabah uyandığımda evdeki saatlerin yarısı 7yi diğer yarısı 8i gösteriyordu. Akşamdan su içtiğim için başağrım yoktu ancak zaman kavramı acaip ters dönmüş durumdaydı. Cuma gününden bu yana 1 ay geçmiş gibi hissediyordum. Doğru olan saatin 8 olduğunu farkettim, tamam da... Kaçta okulda olmam gerektiğini hatırlayamadığım için iş arkadaşımı aradım. Bu akşam o iş arkadaşım da bize gelip bunun geyiğini çevirmek ayrı bi tatlı olduydu... :)

Buarada bugün gelen çocuklu misafirleri görünce şu kararı aldım. Benim hiç çocuk yapmamam gerekir arkadaşlar. Yoksa ne fotoğraf olur hayatımda, ne başka birşey. Aynı şey eşim için de geçerli. Buraya 2 satır yazı yazacak bile vakit bulamam. Şimdi diye eksiniz ki 'Arkadaş biton adam var, hatta çalışan iş kadını var. Hem çocuklu blogger.' E nabayım? Ben sıkıya gelen adam değilim arkadaş. Ben rahatı severim. Bana öyle sıkış tepiş plan yapmayacan. Yoksa kısadevre yaparım...