Son zamanlarda kendimi filme verdim. Bilmiyorum neden? Sanırım yine zamanı kovalamaya başladım. Zamanın akıp geçmesini istiyorum biran önce. Aslında biliyorum.. Bugünler çok farklı. Değerine oranla oldukça kısa bir zaman. Kıymetini bilmeli. Yoğun heyecan dolu, deli divane aşıkları oynuyorum. Ne kadar böyle sürer bilmiyorum ama yaşayanlar bu konuda zirvede olduğumu söylüyorlar.
Zamanın hızlı sarılması taraftarıyım. Hayal kurmak güzeldir ama anın tadını yaşamayı bir kenara bırakııp kendini geleceği hayal etmeye adarsan birgün bu ömrünün tükendiğini anlarsın ve artık ileriye bakacak zamanın kalmadığında geriye baktığında hep ertelenmişlikleri görürsün Koray..
Zamanı daha iyi sindirebilmek için kendime uzun değil, kısa vadede hedefler kurmam gerekli. Bunu haftasonlarını beklemekle başlayabilirim. Özelllikle benim için özel olanları. Aralardakiler küçük hedefler...
Arasıra da geçmişe bakıp neler yaşadığımı gözden geçirsem fena olmayacak. Öyle yapıyorum kimi zaman.. Aslına bakılırsa zengin bir hayatım olmuş. Daha iyisi olabili miydi? Evet... Ama bunu istemem anlamsız. İstediğim yerde miyim? Evet... O zaman gülümsememem için hiçbir sebep yok. :)
Hayaller (amaçlar) diyince aklmda bir soru oluştu.
Hayaller ve ihtiyaçlar... Hangisi hangisinin sebebi?
Bence; önce ihtiyaçlarımız hayallerimizin sebebi oluyor, sonra hayallerimiz giderek büyüyor ve bu sayede hayallerimiz ihtiyaçlarımıza sebep oluyor. Hayallerimizin büyümesi de gözümüzün açılmasından, alternatifleri görmekten kaynaklanıyor sanırım.
YanıtlaSilHayalsiz bir yaşam düşünülemeyeceğinden ihtiyaçlar hiçbir zaman bitmeyecek demektir. Evet, ne kadar zengin olursan ol, ne kadar kendine kör kütük aşk dolu günleri yaşarsan yaşa asla ve asla "tamam.." demeyeceksi.Hep daha fazlasını isteyeceksin ve bunlar senin ihtiyaçların, ihtiyaçlar da hayallerini süsleyecek...
YanıtlaSil