20 Şub 2011

Hayaller ve ihtiyaçlar


Son zamanlarda kendimi filme verdim. Bilmiyorum neden? Sanırım yine zamanı kovalamaya başladım. Zamanın akıp geçmesini istiyorum biran önce. Aslında biliyorum.. Bugünler çok farklı. Değerine oranla oldukça kısa bir zaman. Kıymetini bilmeli. Yoğun heyecan dolu, deli divane aşıkları oynuyorum. Ne kadar böyle sürer bilmiyorum ama yaşayanlar bu konuda zirvede olduğumu söylüyorlar.


Zamanın hızlı sarılması taraftarıyım. Hayal kurmak güzeldir ama anın tadını yaşamayı bir kenara bırakııp kendini geleceği hayal etmeye adarsan birgün bu ömrünün tükendiğini anlarsın ve artık ileriye bakacak zamanın kalmadığında geriye baktığında hep ertelenmişlikleri görürsün Koray..
Zamanı daha iyi sindirebilmek için kendime uzun değil, kısa vadede hedefler kurmam gerekli. Bunu haftasonlarını beklemekle başlayabilirim. Özelllikle benim için özel olanları. Aralardakiler küçük hedefler...
Arasıra da geçmişe bakıp neler yaşadığımı gözden geçirsem fena olmayacak. Öyle yapıyorum kimi zaman.. Aslına bakılırsa zengin bir hayatım olmuş. Daha iyisi olabili miydi? Evet... Ama bunu istemem anlamsız. İstediğim yerde miyim? Evet... O zaman gülümsememem için hiçbir sebep yok. :)
Hayaller (amaçlar) diyince aklmda bir soru oluştu.

Hayaller ve ihtiyaçlar... Hangisi hangisinin sebebi?

14 Şub 2011

14 Şubat Hatırası


Bugün herzamanki vakitte uyandım. Giyindim, kahvaltımı yaptım, okuluma gittim, geldim. Herşey normal görünüyor...
Fakat anlam veremediğim birşey var. Bugün sevgililer günüymüş ki günün anlam ve önemi gereği onu anmam gerekiyormuş. Muhtemelen bugün binlerce sevgili birbirine çiçekler, hediyeler ikram etmişlerdir. Ben ise yapamıyorum bunları O'na. Olmuyor, gitmiyor elim... Kendimi onlardan farklı görüyorum. Bugün yaparsam onlarla aynı olurum korkusu daha fazla bende. Bugün yaparsam seneye kadar bekleyecek miyim? Ya da benden beklediğin bir vakitte yapmam mı gerekiyor bunu? Bu bir görev mi? Böyle bakamıyorum...

Oysa ki ben onlardan farklıyım... Öyle birşey ki bu adeta tutku, bağlılık... Bir çiçekle.. veya bir tek taş yüzükle, veya güzel bir sözle gösteremem sana bu sevgimi... Benim için onlardan daha anlamlı olan birşeyi veriyorum sana. HAYATIMI...
Evet... Aklıma her geldiğinde kendimi bir yere ait, sığınabileceğim sıcak bir ten geliyor.
Artık oraya aitim ben..
O sıcak tene, O'na...
O'nun ise bana verebileceği en büyük hediye ise sıcak o gülüşü, anlayışı, onu mutlu edebildiğim her anı olacaktır.

12 Şub 2011

Haykırış

Bazen vardır ya ona söylemek isteyip de söyleyemediğin... Başkasından çekinirsin, söyleyemezsin, 'Yanlış birşey söyler miyim..!?' tedirginliğini yaşarsın. Yok bundan sonra böyle şeyler...
Gözlerinin içine baktığımda daha farklı bir parıltı görüyorum. Kendinden, benden, geleceğimizden emin, mutlu bir sima... Bu, ona karşı olan güven duygumu sağlamlaştırıyor.
Herkesin yanında sevgimi haykırabiliyorum utanmadan... Sevgi sözcüklerini esirgemiyorum sıkılmadan. Ailesinin yanında gözlerinin içine bakarken benim onun neyi olduğumu bilmediğim soru işareti yok. Ben ne olduğumu biliyorum. O da biliyor. En önemlisi de bunu herkes biliyor ve saklama ihtiyacımız da yok.