Askerlikten hiçbir anımı anlatmayacağımı söylemiştim ama sizlere güzel bir anımı paylaşmak istiyorum. Askerliğin bana kattığı tek şey Suat adında bir arkadaş oldu.
Görevimiz aynıydı. Sabahları ben, geceleri o olmak üzere (veya tam tersi...) nöbetçi çavuş kolluğunu (sağ taraftaki resimde benim kolumdaki kırmızı şeyi...) tutuyorduk. Yani nöbetçi değişimi, ayak işleri vs vs biton ıvır zıvır işlere koşturuyorduk. 15 günde bir de ben gece, o gündüz oluyordu ve diye diye bitirdik birlikte askerliği...
Zor bir görevdi gerçekten ama ortağınla anlaşabildğin müddetçe birçok iş kolaylaşıyordu. Ben de bu konuda çok şanslıydım. Suat'ım bana sağolsun çok yardımı oldu... :)
Bu görevde ençok beklediğim an nöbetçi çavuş kolluğunu devralma vakitleriydi. Akşam ve sabahları birbirimizden görevi devralıyorduk. Devralırken gündüz pek değil de akşamları sakin oluyordu. O sakinliği fırsat bilip uzun uzun muhabbet etme fırsatı buluyorduk. Özledim o güzel muhabbetleri. Akşamları dışarda tur atarken, gündüzleri (sabah 07:00) iştima öncesinde silahlıkta (askerler silahlarını almaya yakın...) hayat, bilim, kız arkadaşlar ve ilişkiler konusunda onunla birçok anımı paylaştım.
Akşamları konuşmak daha rahattı, sakin oluyordu etraf. Fakat sabah biraz zor oluyordu... Millet silahlığa gelir, silahını alır, o sırada yeni uykusundan kalkmış olan rütbeli asker evinden yeni gelmiş, belli ki akşam karısıyla sıkıntılı vakitler geçirmiş, sana çatası olur. vs vs vs.... zordu yaa...
Yine de her ne kadar milletin kaprisi üstünde de olsa silahlıkta G3 lerin yanına ve bir de sandalyemiz dışında oturulabilecek bir mekan olmayan o küçücük silahlıkta yaptığımız muhabbetlerin değeri ölçülemez.
Kendimi çok kastım ve sanırım askerlikte tek özlediğim an o anlardı... Onun için de Suat'a çok şey borçluyum. Teşekkürler arkadaşım...
Buarada yukarıdaki resimde sol taraftaki arkadaş Suat'ın ta kendisidir. (Sağdaki de ben :)
Kendisi Erzincan Üniversitesi'nde Coğrafya Anabilim Dalında Araştırma Görevlisidir. Son günlerde aldığı sıfır Opel Astra ile kendisine Astra Suat da diyebilirsiniz. (Derin anlamları vardır. :))
Koray'ın bahsettiği görev değişiminde ki muhabbetlerin tadını hiçbiyerde bulamadım dersem yalan olmaz.Bu güzel muhabbet esnasındaki kahkahaların dozunu da biraz kaçırmış olucazki 'turtabik' diye lakap taktığımız bir rütbeli, atılan kahkahalara istinaden bizi kevaşelikle suçlamıştı.Hoş turtabik kevaşe dedi diye biz kevaşe olmadık sallamadık bile güldük geçtik.Tabi cevap ta vermedik sustuk yani. hani bir söz varya 'suskunluğum asaletimdendir lakin her lafa söyleyecek bir sözüm vardır ama; önce söylenene bakarım laf mı diye , sonra söyleyene bakarım adam mı diye' suskunluğumuzda söyleyenin adam olmayışından kaynaklanmıştı anlıcağınız.
YanıtlaSilTeşekkürler Koraycımm...
Arkadaşın Erzincanlı mı merak ettim şimdi..
YanıtlaSilErkeklerin askerlik anıları bitmez,bunu bilirim:)
Bu arada hani şu uykusundan yeni kalkmış rütbeli askerler var ya, o konuda da haklısın,gerçi yanlış bir tutum..
Arkadaşlığınız hep daim olsun..Saygılar.
Bloguma anlattığım ilk ve son askerlik anımdır. Normal hayatımda da anlatmam. Pek iç açıcı değildir. :)) boşwerin gitsin yaa :)
YanıtlaSilCoğrafya mı ne güzel :)))
YanıtlaSilBu arada Suat'ın yorumunda yazdığı söz çok güzel ve anlamlı lakin sonuna kadar asla duymamıştım sözü tamamı daha bi güzelmiş, teşekkür ederim :)
Devamını boşwer Burçak. Blogumun edebini bozmak istemiyorum... :)
YanıtlaSil