9 Ara 2007

Dönüp dolanan birşey...


İnsanı çevirip çevreleyen bu Dünya üzeride devamlı bir savaş, bir kaos ortamı hakim sürmekte. Kulakları tıkamalı mı? Yoksa o kaos ortamına dahil olmalı mı bilmiyorum? İnsanın ne zaman gücü tükenir bilinmez ama sınırları zorlamakta fayda var. Ne zaman sınıra ulaşırsan işte o zaman oturup etrafa bir göz atma vakti gelmiştir. Bakarsın çevrene ve farkedersin ki bu zaman zarfı içerisinde hiçbir şey değişmemiş. Tek olan kararan hayatlar, biten hikayeler. Biten her hikayenin, kararan her hayatın bir galibi vardır. Biten her hikaye ise yeni bir hikaye başlar ve bu oyunun oyuncuları değişir. Roller paylaşılır ve tekrar savaşa devam... Sonuç? Periyodik olarak sabit hızla dönen ipin ucuna bağlı bir taşın ne zaman ipten ayrılacağı senin inancındır. İpin koparak boşluğa düşmen ise hikayenin bitmesi gerektiği zamandır. Ya ip kopar ya da sen ipten çıkar gidersin. sen koparsan bil ki oyunun galibi sen değilsin. Başka bir ip bulur ona tutunursun ve yine dönmeye devam edersin. Ya daha hızlı, ya da daha yavaş. Buna sen karar veremezsin. Senin tek yapman gereken o ipe daha sıkı tutunman. NE İNANÇLISINIZ? Hiç sınırlarınızı zorladınız mı? İpin üstünüze verdiği merkezkaç kuvvetini sırtınızda hissettiniz mi? Eğer hissettiyseniz o zaman ipin kopmasını bekleyeceksiniz ve ip kopana kadar dayanabilirseniz o zaman başarılı bir oyun oynadınız demektir. Zorlanmadan hayatın ritmine ayak uydurabiliyorsanız gece yatarken huzurlusunuzdur. Oyunda aklınızı kurcalayan bir perde olmaz. Savaşa dahil olmak sizi korkutmaz. Aynı yerde dönüp dolaşmak sıkar insanı. İnsan değişikliğikleri sever ama bir o kadar da yorar bu değişiklikler. İyi düşünmek lazım. İpi ellerinizle kopartıp başka bir oyuna dahil olmadan önce eski günleri özlememek için tekrar tekrar düşünmek gerekir. Bu da yorar insanı. Düşünmek kolay değildir. Hayır, kolaydır... Zor olan her yönüyle düşünmek... Ne de olsa sezin seçeceğiniz bir oyuna dahil olmayacaksınız. seçseniz bile nereye kadar seçebileceksiniz? Sahnedeki bütün dekorasyon size mi ait olduğunu sanıyorsunuz? Hiç de öyle değil... Heryer kasıp kavrulurken, sen rahat uyuyabiliyorsan sana batan birşey yok demektir. Ama unutma ki her zaman bu ipe bağlı değilsin. İpe istediğin kadar sıkı tutun, yarın bir gün ya o ip kopacak ya da sen kopup gideceksin ve başka bir oyuna dahil olacaksın.

1iyokmu

ESKİ BİR TAPINAKTAN YAZIT
Gürültü-patırtının ortasında sükünetle dolaş; sessizliğin içinde huzur bulunduğunu unutma. Başka türlü davranmak açıkca gerekmedikçe herkesle dost olmaya çalış. Sana bir kötülük yapıldığında verebileceğin en iyi karşılık unutmak olsun. Bağışla ve unut. Ama kimseye teslim olma. İçten ol; telaşsız, kısa ve açık seçik konuş. Başkalarına da kulak ver. Aptal ve cahil oldukları zaman bile dinle onları; çünkü dünyada herkesin bir öyküsü vardır.Yalnız planlarının değil başarılarının da tadını çıkarmaya çalış. İşinle ne kadar küçük olursa olsun ilgilen; hayattaki dayanağın odur. Seveceğin bir iş seçersen yaşamında bir an bile çalışmış ve yorulmuş olmazsın. İşini öyle sev ki, başarıların bedenini ve yüreğini güçlendirirken, verdiklerinle de yepyeni hayatlar başlamış olsun.Olduğun gibi görün ve göründüğün gibi ol. Sevmediğin zaman sever gibi yapma. Çevrene önerilerde bulun ama hükmetme. İnsanları yargılarsan onları sevmeye vaktin kalmaz. Ve unutma ki, insanlığın yüzyıllardır öğrendikleri, sonsuz uzunluktaki bir kumsalda tek bir kum taneciğinden daha fazla değildir. Aşka burun kıvırma sakın; o çöl ortasındaki yemyeşil bir bahçedir. O bahçeye layık bir bahçıvan olmak için her bitkinin sürekli bakıma ihtiyacı olduğunu unutma. Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısını bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda mağlup olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür. Yılların geçmesine öfkelenme; gençliğe yakışan şeyleri gülümseyerek teslim et geçmişe. yapamayacağın şeylerin yapabileceklerini engellemesine izin verme. Rüzgârın yönünü değiştiremediğin zaman, yelkenlerini rüzgâra göre ayarla. Çünkü dünya, karşılaştığın fırtınalarla değil, gemiyi limana getirip getirmediğinle ilgilenir. Ara sıra isyana yönelecek olsan da hatırla ki, evreni yargılamak imkansızdır. Onun için kavgalarını sürdürürken bile barış içinde ol.Hatırlar mısın doğduğun zamanları? Sen ağlarken herkes sevinçle gülüşüyordu. Öyle bir ömür geçir ki, herkes ağlasın öldüğünde, sen mutlulukla gülümse. Sabırlı, sevecen, erdemli ol. Önünde sonunda bütün servetin sensin. Görmeye çalış ki bütün pisliğine ve kalleşliğine rağmen dünya yine de insanoğlunun biricik güzel mekanıdır...
XSENTİUS M.Ö. 9: yüzyıl

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Aklına ilk ne geliyorsa gözlerini kapat ve yaz...