24 Tem 2012

Tatil anılarım #1

22 yıldan beri her yaz yapmakta olduğumuz çadır kampı hayatıma bir hareketlilik kazandırmak istiyordum uzun süredir. Bunu eşimle yapmak gerçekten ayrı bi datlı oldu ki anlatamam.. Tadını ancak sizlere anlatarak tarif edebilirim. Gezi ile ilgili bilgilerin %99 unu eşimin günlüğünden yararlanıyorum. Bu durumda benim hafızama %1 lik dilim kalmış oluyor ki bunu yaptığım tembelliklere sayın.. :)

Antalya'ya gelme sebebimiz benim doğuda görev yaparken bana en yakın olan dostumun düğünüydü. Güzel bir düğünün ertesi gününden bahsediyorum ilk olarak...

KARAİN MAĞARASI - 11.07.2012 
(Antalya Öğretmenevi arkası) Mandalin Otel'den başladığımız yolculuğa yaklaşık yarım saatlik uzaklıkta bulunan Yağca Köyü'ndeki Karain Mağarasında bulduk kendimizi. Giriş 5 TL. Müze kart geçerli. Lakin bizimkilerin tarihi geçmiş.. Salla gitsin. Zaten bir daha müze kartına ihtiyacımızın olacağnı düşünmüyoruz. (Enazından o esnada düşüncemiz bu yöndeydi...)

Yaklaşık 15 dakikalık dik bir patikadan tırmandık. Tırmanış sırasında öğrendiklerimiz şunlardı...
1. Ayakkabı giyilmeli. (Bizlerde parmakarası vardı)
2. Su alınmalı
3. Şapka
4.Öğlen sıcağında gidilmemeli...

Acemilik yaa... Biz bunların hiçbiriniz yapmamıştık.. :) ya da dur... suyu almış olabiliriz. ya da almamaış da olabiliriz. Orada bir tereddüt var, üstünde durmuyor, geçiyorum....

Mağara 8 gözden oluşuyor. Aklımda kalmayan bir fiii tarihinde kimi insanlar oralarda yaşamışlar Hatta ibadet bile yapmışlar. Bunları zaten anlamak çok zor değil ama bizler daha engin, sosyo-kültürel bilgi sahibi olmamız hevesiyle müze görevlisinin elindeki broşüre baktığımızda dumur olmuştuk. bıdı bıdı bıdı birton teknik jeolojik terimler. Bilmem ne dönemleri bişi bişi bişilerden bahsetmiş. Yani arkadaş sanki ben jeoloji mezunuyum. Adam akıllı yazsana şunu... herneyse...

Mağaranın tabanı kaygandı. Dikkat edilmesi gerekiyor. Bir de her deliğe parmak sokulmamalı. Sebep aşağıda..


Bu gördüğünüz şahsiyet benim. Bu fotoğrafın çekildiği sırada bir oyuk kurcalıyorum. Sebebi şu.. Tesadüfen elime yumuşak birşey gelmişti. Farkettiğim şuydu. 'Burada hiçbir canlı (karınca, böcek, yarasa vs...) görmemiştim. E o zaman bu yumuşak şey ne olabilir?Aşırı nemden dolayı oluşan yosuna benzemiyor...' falan filan diye düşünürken aklıma fotoğraf makinası geldi. Sevgili Sevgilimin elindeki fotoğraf makinasını aldığım gibi o görmediğim zifiri karanlık deliğe flashı patlatarak aşağıdaki fotoğrafı çektim. 




Meğer ki o yumuşak şey aşağıdaki yaratıkmış. Birşey olmadı, ölmedim. O da ölmedi, ikimiz de yaşıyoruz. Ne mutlu bize... :)

Bir sonraki maceramızda görüşmek dileğiyle. Tatilim heniz bitmedi. Aralar fırsat buldukça yazmayı düşünüyorum. Hoşçakalın....

4 yorum:

  1. Hoş güzel bir tatil olmuş :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet... Ancak bitti ve yeni dönebildim buralara.. :)

      Sil
  2. Merhaba :))
    uzun süredir uğramadım buralara.

    Tatil hareketli geçiyor sanırım..Tatile çıkacağım gibi gözükmüyor ama gider gezersem oyuklarla ilgili uyarınızı dikkate alırım :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet, ben de uzun süredir uğramadıydım... :)

      Sil

Aklına ilk ne geliyorsa gözlerini kapat ve yaz...