20 Kas 2011

Kaybettik

Bir kedi, benim yüzümden dünyayı terketti. evet... Dün bir kedi öldürdüm. Aslında konuya bu kadar direkt girmeyi düşünmüyordum ancak olayın oldukça etkisindeyim artık kusura bakmayın sizi de biraz şok etkisinde bırakmış olabilirim. Velhasılkelam gelelim konuya...

Yapılması gereken çok iş vardı. Yanlış sipariş ettiğim kitapları kırtasiyeye iade etmek için okuldan kitapları almak için yola koyulmuştum. Yapılacak çok iş vardı. Banka, fatura, parasal mevzular vs... Bütün bunlar hepsi birdden üstüme gelince benim beyin kısıs devre yapar. Arasıra kopukluklar olur. Lakin bu durum gün içerisinde çok oldu. Masayı toplayıp, bulaşıkları bulaşık makinasına koymam gerekirken sadece bulaşıkları alıp tezgaha koymakla yetiniyorum. Bu, işten kaçmak değil. Neyse ki sevgilim bunun farkında ama huzursuz. Her zaman beni kontrol etmesi gerektiğini düşünüyor. Bu da beni rahatsız ediyor. Bütün bu dalgınlıklar içinde günümü yaşarken arabadayım. Eve varmak üzereyim. İşlerim henüz bitmemiştir. Sadece okuldaki sınıfımın anahtarını unuttuğum için geri dönmek zorunda kalmışımdır ve acele etmek zorundayımdır. Yapılack çok iş vardır. Araba hız yapar ve önüme bir kedi atlar. Bir an 'umarım kurtulur...' dileklerim içimden geçerken 'tık, tık...'  Biri ön, diğeri arka lastik... Araba sanki küçük bir kasisten geçmiştir. Ama yolun o kısmında kasis yoktur. Çukur da yoktur. O kedidir...

Dikiz aynasına baktım ve yerde çırpınan bir kedi... Bu olaylar hemen hemen evin önünde oldu. Hemen 2 poşet aldım, yanına gittiğimde artık hareket etmiyordu. Dişiymiş, yavruları varmış, doğurmuş. Umarım yeteri kadar büyümüşlerdir. Dikkatlice kediyi poşetin üstüne koydum ve doğru veterinere... Dörtlüleri yakıp, hız yapmalı mıydım? Sözkonusu bir kedi olunca bu benim kırmızı ışıklardan gidebileceğimin özgürlüğünü verir miydi? Neyse bu konu üzerrinde çok düşünmedim, kurallara uygun bir şekilde gittim veterinere. KARAR: "Kaybettik..." Hüzünle, başı eğik ve bir suçlu gibi (burası Barış Manço'nun kol düğmeleri şarkısından alıntı yapmış gibi oldu..) gittim okula doğru. Hizmetliden 1 kazma, 1 kürek ve 2 de öğrenci aldım. Çıktık dağa taşa, kazdık çukuru ve gömdük kediyi. İşin içine çocuk girince hüzün ortadan kalkıyor. "Başını nereye verelim?" espirisinden sonra hüzün müzün ortadan kalktı. Çocuklara da teşekkür veya kedi hayrına kola ısmarladım. Yani aslında kolayı ısmarlamamdaki amaç tamamen çocuklara yönelikti. Ancak çocuklardaki müthiş mizah anlayışı kolayı farklı yönlere kaydırdı. Neyse artık ölenle ölünülmez demişler. Ben de içimdeki hüznü attım içimden. Yapılması gerken bir görevi daha yerine getirmenin rahatlığıyla okula geri döndüm ve geri kalan işleri bitirdim.

dipnot: Bu gönderi dün yollanması gerekiyordu, lakin klavye sesinden dolayı gönderi bugün tamamlandı...

4 yorum:

  1. Hayat bu bazen kaybetmekte var :) sen anlatınca aklıma geldı garip bir olay kardesımle calısırken arkamızdan bırden kedı bagırmaya basladı baktık bası ezılmış araba tarafından ancak araba geçmemişti arkadan gelen araba ise araba ezdi dedi durdu gece ne ışık gördük ne de araba sesi gökyüzünden düşer gibi gelmişti kedi bir anda.

    YanıtlaSil
  2. Senin örneğin çok korkunç geldi arkadaşım.. :/

    YanıtlaSil
  3. iyi bir insansın... kedinin yerinde olsam beni kurtarmaya çalışan ve sonra gömmekle uğraşan kişiyi affederdim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kediler çok kindar hayvandır derler ama hadi bakalım görücez öbür tarafta.. :))

      Sil

Aklına ilk ne geliyorsa gözlerini kapat ve yaz...