Geçenlerde yapmam gereken sürprizlerden birkaç tanesini sizinle paylaşmıştım. O zamandan beri aklıma bu yoğunlukta bir sürpriz gelmiyor. Ve gelmediği gibi elimdekileri de mahvediyorum.
Yaklaşık 10 yıl öncesi falandı. Yine bir ev taşınma telaşında annem evde başı bimilyon... Evde boş gereksiz gördüklerini atıyor. O sırada babamın iş arkadaşlarından ak saçlı doğa bilimci amcam bize ziyarete gelir. Ziyaret kapıdandır. Ne de olsa evde büyük telaş vardır...
Amca: kolay gelsin..demesiyle annem MORRR....
Anne: saol..
Amca: nabıon?
Anne: gereksiz eşyaları atıom
Amca: Bu eski mandolini de mi atıon?
Anne: Evet yaaa ne işe yarayacak, döküntü işte...
Amca: Onu ben sizin küçük oğlan için vermiştim. Sizin işinize yaramıyorsa alayım!
Bu olaydan sonra annemi çok ayıplamıştım. Ama şimdi benzer boku ben yidim. Ev eşyalarım Söke'ye geldiğinde koliler ortaya çıktı. Hepsi teker teker açıldı. Kolilerin bir tanesinden bir gitar biblosu çıktı. İstanbul'daki evimde duvarıma asılıydı. Üstü anahtarlık olarak kullanılabilecek vidalar vardı. Ona sevgilimi hatırlatacak o kadar çok şey asmıştım ki... Tekne gezisinden hatıra kalan bir çift toka, kukla anahtarlık, O'nun ve benim fotoğraflarım...Çok şey vardı o'nu hatırlayacak. Ama kolilerden sadece gitar biblosu çıkmıştı. Artık o biblo O'nu değil, o bibloda asılı olanlar bana O'nu hatırlatıyordu. Elime geçtiğimde o gitarı çöpe atmaya kalkmıştım. Tepkisi enteresandı.. "aaa ciddi atıyor yaa..." diyip işine devam etti. herhangi sert bi tepki görmedim sadece elinde olmayan nedenlerden kaynaklanan hafif şekilde küçük bir kırgınlık ve nasıl denir işte kötü birşey vardı... nedenini ısrarla sormuştum haklıydı. O'nu hatırlatmayan artık geri planda kalan o gitar biblosu onun bana olan ilk hediyesiydi. Onu yüzüme söyleyince o ana kadar kendimi haklı gibi gördüğüm bilir kişi anasını hatırlar oldu....